12 Nisan 2013 Cuma

The Iron Lady


Geride bırakmaya hazırlandığımız haftanın, en önemli gündemlerinden biri Margaret Thatcher’ın hayatını kaybetmesi idi. İzlediği politikalar nedeniyle Sovyetlerin ‘Demir Leydi’ lakabını taktığı Thatcher, İngiltere’nin ilk kadın başbakanıydı ve bu görevi on bir yıl sürdürdü. Muhafazakâr sağın güçlü bir temsilcisi olarak 20. yüzyılın unutulmaz siyasi figürlerinden biri oldu.
Ben de bu hafta Thatcher’ın hayatından yola çıkarak çekilen The Iron Lady(2011) filmini bir kez daha izledim. Film, İngiliz yönetmen Phyllida Lloyd’ın ikinci sinema filmi.
Lloyd, filmde Margaret Thatcher’ın son yıllarındaki alzheimer hastalığı, babasının bakkal dükkânı, Oxford’da kimya okumaya hak kazanması, varlıklı iş adamı Denis Thatcher ile evlenmesi ve politik yükselişi gibi hayatındaki önemli durakların hepsine uğruyor.
Lloyd, film boyunca Margaret’e sempati duymamızı sağlamaya çalışıyor. Film, tam da bu sebepten marketten süt alan yaşlı “masum” bir kadın olarak sunulan bir Margaret Thatcher ile başlıyor. Fakat bu durum Demir Leydi’yi sempatik göstermeye yetmiyor. Yönetmenin çabası göze batıyor.
Filmde, Thatcher’ın politikaları neredeyse hiç eleştirilmiyor. Filmin, Demir Leydi’yi beyazperde de nasıl onurlandırırız gibi bir misyonla çekildiğini düşünüyorsunuz. Üstelik bu hoş gösterme çabaları Thatcher’ı özgürlükçü bir feminist(!) gibi sunarak dâhi deneniyor. Bu, odağı kaydırılmış düşünsel zemin izleyeni kazanmaya yetmiyor.
Teknik konularda ise filmi zayıf olarak değerlendiremeyeceğim. Fakat sürekli bir eksiklik duygusu yaşattığı ve bir başyapıt olmadığını da itiraf etmeliyiz.
Merly Streep’in karakter yaratmadaki muazzam başarısı ise yine göz kamaştırıyor.
Kısacası, büyük beklentilerle izlememenizi öneririm. Merly Streep’in performansı ve Margaret Thatcher gündemine bir film ile mola vermek için izlenebilir. 



Filmin Künyesi
Filmin Adı: The Iron Lady
Yönetmen:
Phyllida Lloyd
Senaryo:
Abi Morgan 
Oyuncular: Meryl Streep, Jim Broadbent, Susan Brown
Süre: 105 dk.
Yapım:
2011