13 Temmuz 2015 Pazartesi

Anayurt Oteli


Ömer Kavur’un 1987 yılında Yusuf Atılgan’ın aynı adlı romanından senaryolaştırarak çektiği filmi Anayurt Oteli, Türk Sineması’nın tereddütsüz en önemli başyapıtlarından biri olmakla beraber zamanının da ötesinde bir film.
Anayurt Oteli, Anadolu’nun sakin bir beldesinde (Nazilli) otel işletmeciliği yapan ıssız ruhlu Zebercet’in (Macit Koper) öyküsü. Fakat filmin esas öyküsü bu tek cümlelik özetin fersah fersah ötesinde bir derinliğe sahip.
Anayurt Oteli her şeyden önce; 12 Eylül sonrasının hissizleştirdiği, dünyadan, toplumdan, çevreden elini eteğini çekmek durumunda bıraktığı yeni tip vatandaşın ve o insanların yaşadığı taşra yalnızlığının öyküsü. Filmin her karesinde değişen toplum normlarının, çıkar güdüsüyle işleyen insan ilişkilerinin ayak izlerine rastlanır. Kavur, bu değişime getirdiği incecik kritiği derin bir düşünsel alt zeminle izleyenle paylaşır.
Anayurt Oteli’nin her saniyesi Yusuf Atılgan’ı görüntüler eşliğinde okumak gibi. Kavur sanatların iç içe olma halini ve birbirlerini besleme özelliklerini ustaca kullanmış. Her kare, cümle, çekim ve mekan bir edebi eserden alınan zevki veriyor.
Zebercet, Anayurt Oteli’nin idarecisi, 7 aylık doğmuş sanki anne karnında dahi istenmemiş 40 yıllık yalnız bir adamdır. Henüz çocukken annesini kaybetmiş, okulu orta ikiden bırakmış. Okuldan ayrılınca bir süre aylaklık derken askerden sonra babasının yerine geçip Anayurt Oteli'ni işletmeye başlamış. Tıpkı işi gibi bir nevi babasının hayatını da devralmış. Sinemamızda derinlikli karakter incelemelerinin ve erkek melodramlarının ilk örneklerinden. 


Film, Saide karakterinin ekranda belirip seyredenin (Zebercet’e) yüzüne “Bir odanız var mı?” diye sormasıyla açılıyor. Böylece daha ilk andan karşı karşıya kalınacak ruhsal çözümlemeler silsilesinin fitili ateşlenmiş oluyor. Sahi kadın gerçekte neyi kast ediyor? Otelde bir oda mı asıl sorduğu; yoksa yaşamda bir yer, tutunacak bir insan, bir nefes, herhangi bir aidiyet biçimi midir bahsettiği? Zebercet Saide’de ne bulmuştur? Annesiyle aynı adı taşıması mıdır bu yakınlığı inşa eden? (Kavur, sık sık freudyen göndermelere başvuruyor.)
Anayurt Oteli, bu sorunun  tüm gerçekliği ve doğrudanlığı ile hem Zebercet’i hem de 80’lerin yeni model insanını karanlık ve yalnız bir sorgulamaya itiyor. Zebercet’e başlarda otel işlerinde yardım eden ortalıkçı kadın (Serra Yılmaz) bir başka karanlık meselesi filmin. Adı dahi geçmeyen, Zebercet’e “Ağam” diye hitap eden, susan, kabul eden, ağasının erkek duyguları depreşince tacize uğrayan, muhtemelen yaşadığı cinsel ve duygusal istismar sebebiyle bir savunma mekanizması olarak geliştirdiği her fırsatta uyuyan ve silikleşerek yok olan kadın hemen her yerel öykünün doğuştan “öteki” yaptığı isimsiz bir başka karakter. Anayurt Oteli’nin ötekisi. Zebercet, Saide’nin otelden ayrılmasından sonra iyice içine kapanıp onu köyüne gönderir. O zaten hiç olmamıştır orada.


Pek çok kez Camus’nun Yabancı’sı ile kesişen noktaları olan Anayurt Oteli aynı zamanda “bulantı”nın filmidir. Zebercet hayatının her anında üzerinde kayıtsız, edilgen, ıssız bir eksik kimlik taşımıştır. Zebercet bir yerde “Benim adımda kimse kalmadı otelde.” der. Ömrünün hiçbir yerinde yakınlık duygusunu tatmamış kendine bırakılmış bir adamdır o. Ne ait olmuş ne de ait hissetmiştir. Bilincinin arka odasında taşıdığı cüretkar arzular, iktidar sorunuyla ilgili şiddet eğilimi, yaşayamadığı ve gönlünce hissedemediği her duygu, onu varoluşuna gittikçe daha çok uzaklaştırır. Kavur her sahnede bu yabancılaşmayı ustalıklı bir sinema diliyle anlatmayı başarıyor. Filmdeki her detay her diyalog kökleşmiş bulantıya ayna tutmak için orada.
Zebercet için Anayurt Oteli hem iş hem ev hem de hayattır. Otel onun eşi, çocuğu, arkadaşı, aşığı iken Saide bu hastalıklı bağlılığı alt üst eder. Artık her şey Saide’dir. Onun yokluğu hiçlikle eş değerdir. Saide bir gün gider ve bu gidiş Zebercet için sonun başlangıcı olur. Annesi de böyle gitmiştir haber vermeden. Zebercet duyduğu derin özgürlük duygusu içinde tüm yabancılarla konuşur sanki “dayanılacak gibi değil bu özgürlük” diye haykırarak. Giden bir türlü gelmez ve Zebercet yükünü omuzlarından atmanın hafifliğine teslim olur.



Filmin oyunculuklarına gelecek olursak Macit Koper Zebercet rolünde lekesiz bir oyunla mükemmele yaklaşıyor. Yan rollerde Serra Yılmaz, Şahika Tekand, Orhan Çağman gibi birbirinden başarılı oyuncular var. Sırf bu kadro bile Anayurt Oteli’ni özel yapmaya yetecek nedenlerden biri.
Anayurt Oteli; hakkında çok şey söylenebilecek, hayli derin ve yetkin bir Türk filmi. Sinemamızın parlayan işlerinden. Mutlaka izlenmeli.
Filmin Notu 9/10


Filmin Künyesi
Filmin Adı: Anayurt Oteli
Yönetmen: Ömer Kavur
Senaryo: Yusuf Atılgan (roman), Ömer Kavur
Oyuncular: Macit Koper, Şahika Tekand, Serra Yılmaz, Orhan Çağman
Yapım: 1987

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder